Çarşamba, Şubat 21, 2007

YUMURTAYA CAN VEREN...



Sarı ve aktan oluşan, görünüşte basit, cansız, hareketsiz bir yumurta. Ve diğer tarafta, etten kemikten bir civciv. Minik gagası, sapsarı, sevimli tüyleri ile hareket eden, ses çıkaran bir kuş! Ne kadar alakasız şeyler değil mi?

''Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan pek iyi bilendir.''
Hicr Suresi-86. ayet

...Muhakkak ki, biz ayetleri düşünen bir kavim için ayrıntılı olarak beyan etmişizdir.
En'am Suresi-126. ayet

Çarşamba, Şubat 07, 2007

YAĞMURSUZLUK ÜZERİNE BİR YAZI...


Su denen o vazgeçilmez nimetin kıymetini daha bir anladık son zamanlarda. Oysa musluğu açınca ne kadar kolay ulaşıp kullanıyorduk, biteceğini hiç düşünmeden. Musluklarımızdan akan su kesilince, gökkubbeden akan rahmet azalınca endişelenmeye başladık birden. Ne oluyordu bu dünyaya, mevsimlere? Kış gelmek bilmiyordu bir türlü. Tarihleri mi şaşırmıştı dünyamız, yoksa biz mi başını döndürmüştük bu küçük, mavi gezegenin? Hayatımızı sürdürmemiz için özenle hazırlanmış bu mekana layık misafirler olamamış mıydık yoksa? İkram edilen nimetlere şükürsüzlüğümüz, bize tahsis edilen misafirhaneyi hoyratça kirletip, tahrip etmemiz gösteriyor ki pek layık değiliz. Biz insanoğlu verilen nimetleri öyle müsrifçe tüketiyoruz ki ancak tehlike çanları çalmaya başlayınca aklımız başımıza geliyor ve çoğu zaman geç kalmış oluyoruz. Şimdi kara kara düşünüyoruz ne yapmalıyız diye, nasıl telafi edebiliriz hatalarımızı. Bilim adamları toplanıp çözümler arıyorlar ve hiçte umut verici sonuçlar çıkmıyor bu toplantılardan. Her gelen yıl bir öncekini aratacak gibi görünüyor. Gerçekleşmemesi için dualar ettiğimiz felaket senaryoları dolaşıyor dillerde. Ovaların çölleşeceği, su için savaşlar bile olabileceği söylemleri şimdiden korkutuyor bizi. Yapabileceğimiz hiç mi birşey yok? Bizim atacağımız küçücük adımlar bir fayda sağlamaz mı bu gidişe? Yoksa, ben tek başıma ne yapabilirim ki deyip bildiğimizi okumaya devam mı etmeli?

Görünüşe bakılırsa, hem kendimizin hem de gelecek nesillerin iyiliği için, başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemizin zamanı geldi de geçiyor bile. İsraf olan her damla su, kesilen her ağaç, yok olan her karış toprak, kirlenen hava hepimizin omuzlarına ağır veballer yüklüyor. Evimizde, işyerimizde, günlük hayatımızda alacağımız küçük tedbirler, tüketim alışkanlıklarımızda göstereceğimiz hassasiyetler çok şeyi değiştirebilir. İsraf etmeden kullanıp, koruyacağımız doğal kaynaklar, geleceğimize yapılmış en güzel yatırım olacaktır.